“Göç, Temel Eğitim ve Öğretmen Yetiştirme” Konulu Panel Üniversitemizde Düzenlendi

Üniversitemiz Eğitim Fakültesi tarafından, “Göç, Temel Eğitim ve Öğretmen Yetiştirme” konulu panel düzenlendi. Sınıf Öğretmenliği bölümü öğrencilerimizin TUBİTAK 2209-A Projesinin sonuçlarının da paylaşıldığı panele, İl Göç İdaresi Müdürü Özge Bayar, İl Göç İdaresi Uzmanı Samet Güneş, Eğitim Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Erman Yükseltürk, Dekan Yardımcımız Doç. Dr. Kürşat Öğülmüş, akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler katıldı.

Programın açılış konuşmasını Eğitim Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Erman Yükseltürk yaptı. Yükseltürk, “Ben konuşmama teşekkür ile başlamak istiyorum. TUBİTAK 2209-A Projesi ‘Sınıf Öğretmeni Adaylarının Göçmen Öğrencilere Yönelik Farkındalıklarının Geliştirilmesi’ konulu proje, bir yıl boyunca süren bir proje. Verilerini tamamlayıp, raporlayıp, sunma seviyesine getirdikleri için bu dört arkadaşımıza ve danışmanımıza çok teşekkür ederim. Kimse vatanından, ülkesinden, şehrinden ayrılmak istemez. Bizler öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki devamlı çevremizde savaşlar var ve bu yüzden elimizde olmayan nedenlerle ciddi göçlerle karşı kaşıya kalıyoruz. Biz de ülke olarak elimizden geldiğince misafirperverliğimizi gösteriyoruz fakat bunların beraberinde getirdiği durumlar da bulunmakta. Eğitim, bu durumlardan biridir. Bizler öğretmen yetiştiriyoruz, evet. Bu etkinlikte öğretmen adaylarımızın farkındalığını artırmamız gerekecek, bunun farkındayız. Buradan mezun olduktan sonra bu durumlarla karşılaşabileceğiniz için bunları tartışıp, konuşmamız lazım ve daha fazla proje üretmemiz lazım. Bu projeyi hazırlayan arkadaşlar güzel de bir başarı elde ettiler. TUBİTAK gibi bir kurumdan destek aldılar. Bizler de sonuçlarını merakla bekliyoruz.” diye konuştu.

İl Göç İdaresi Müdürü Özge Bayar, “Bugün böylesine önemli bir projenin sonuç panelinde burada konuşmacı olarak yer alıyor olmaktan ve aynı zamanda ülkemizin güzide ve önemli bir Üniversitesi olan Kırıkkale Üniversitesinden mezun olmaktan mutluluk duyuyorum. Bildiğiniz üzere Türkiye, Asya ve Avrupa arasında köprü görevi gören stratejik bir konuma sahip ve bu da tarih boyunca göçmenler için her zaman bir hedef ülke, bir geçiş ülkesi ya da bir varış ülkesi olmuştur. Bugün ülkemizin de karşılaşmış olduğu çok büyük ölçekli göç hareketlerinin, kitlesel akınlarının nasıl anlaşılması gerektiği, nasıl düzenleneceği, nasıl yönetileceği tüm ülkelerin gerçekten zorunlu bir görev alanı haline gelmiştir. Türkiye, uluslararası göç stratejileri açısından daha önceleri göç veren bir ülkeydi. Daha sonra güzergâh olarak transit geçişlerin güzergahı haline geldi ve nihayetinde de sonuç olarak Türkiye, göç alan bir ülke oldu. Bu sebeple de uluslararası küresel ölçekte de gündemdeki tartışmalara elde ettiğimiz göç konusundaki ve iltica sistemindeki ürettiğimiz bilgilerle de gereçten bilgi üretebileceğimiz bir ülke haline geldik. Dolayısıyla göç, çok önemli ve dinamik bir olgu. Zorunlu ya da gönüllü olarak göç eden yabancıların göç etme konusundaki motivasyonları, göçün ekonomisi hatta göçmenlerin iş gücü piyasasındaki rolleri, göçün hukuksal boyutu, göç politikaları, göç edenlerin göç ettikleri yerlerdeki toplumla uyumları, bütün iltica sistemindeki bütün meseleleri bizim interdisipliner bir yaklaşımla ciddiye alarak bütüncül bir yaklaşımla çözmemiz gereken, 21. yüzyılın önemli konularından biri haline geldi göç konusu. İlimizde de göç ve mültecilik üzerine elde ettiğimiz, sahip olduğumuz bütün bilgi birikimlerimiz, yerel bilgilerimizi; üniversitemizle çeşitli iş birlikleri ile ulusal ve uluslararası platformlarda çok iyi yerlere taşıyacağımıza gönülden inanıyorum.” şeklinde konuştu.

İl Göç İdaresi Uzmanı Samet Güneş, “Göç dediğimiz zaman çok farklı kavramlar kullanılıyor ve bazı kavramlar maalesef yanlış anlamda kullanılıyor. Göç, göçmen, yabancı, sığınmacı, mülteci, iltica gibi kavramlar sık sık birbirlerinin yerlerine kullanılmaktadır. Göç, en yalın haliyle bir yerden başka bir yere yerleşmek niyetiyle hareket edilmesini ifade etmektedir. Sonuçları itibariyle çok farklı sorunlara sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla bir olgu olarak, tarihsel bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizlerin faaliyet alanı, uluslararası göç olarak ifade edilmektedir. Türkiye’deki göçleri Cumhuriyet öncesi dönem, Cumhuriyet sonrası dönem olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Zirve noktası olarak, 2011 yılında Arap Baharı süreci sonrası Suriye’den gelen göç dalgasıdır. Tarihsel olarak göç ve iltica hukukunun gelişimine değinecek olursak, ilk genel düzenleyici belge 1934 tarihli 2510 Sayılı İskân Kanunudur. Bir diğeri 1950 yılında çıkarılmış olan 5682 Sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 Sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Kanunudur. 1994 Yönetmeliği, Türkiye’ye iltica eden veya başka bir ülkeye iltica etmek üzere Türkiye’den ikamet izni talep eden münferit yabancılar ile topluca sığınma amacıyla sınırlarımıza gelen yabancılar ve olabilecek nüfus hareketlerine uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik. 2006 yılına gelindiğinde ise 5543 sayılı İskân Kanunundan bahsedilebilir ve 2013 yılında ise 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunundan bahsedebiliriz.” dedi

Konuşmaların ardından TUBİTAK 2209-A Projesi ‘Sınıf Öğretmeni Adaylarının Göçmen Öğrencilere Yönelik Farkındalıklarının Geliştirilmesi’ konulu projenin tanıtımına geçildi. Prof. Dr. Hakan Dündar danışmanlığında; Gizem Aydınlı, İrem Alev Pekduru, Elif Sena Bütün, Şehriban Demirbilekli öğrencilerimiz, “Araştırmamız Kırıkkale il merkezinde 6 okulda toplam 31 öğretmenle yürütülmüştür. Öğretmenlerimizin hem mevcut sınıfında göçmen öğrenci hem de eski sınıflarında göçmen öğrenciler bulunmaktadır. Araştırmamızda öğretmenlerin göçmen öğrencilerle yaşadıkları problemler, öğrencilerin sınıfta yaşadıkları sorunlar ele alınarak sınıf öğretmenliği başta olmak üzere eğitim fakültesi öğrencilerinin farkındalıklarının geliştirilmesi amaçlanmıştır.” diyerek dinleyenlere projeyi anlattılar.

 Program, konuklara ve panelistlere katılım belgesinin verilmesiyle son buldu.